27 Oca 2007

okulda yangın, kızlar, bira ve müzik ve broadwey

fotoğraf makinesini(kamera özelliği de var,) kıymet arkadaşımdan ödünç aldım. okula götürdüm. küçük çaplı bir belgesel(!) çekecektim. karne gününden bir gün önceydi. çocuklarda başka bir keyif gözlenmekteydi. derken kamerayı açtım. sınıfı çekerken her öğrenci poz vermeye çalıştığından doğal görüntüyü kısmen elde ettim. çocuklar çok zevk aldılar.
biri hariç. birinci sınıf arif bey, verdiğim ödevleri hiç yapmadığı için o'nunla kısa, sert bir konuşma yaptım. arif bey üzüldü.
öğle üzeri öğrencilerden dışarda oynamalarını istedim ve müdür odasına geçtim. çünkü yetiştirmem gereken karneler vardı. bilgisayardaki çalışmalarıma iyice gömülmüşken öğrencilerimden seda telaşla içeri girdi:
'öğretmenim sınıfta bir şeyler yanıyor,' dedi. korku sinsice tüm vücuduma yayılırken aynı anda sınıfa koştum. öğretmen masası ve üzerindeki kitaplar yavaş yavaş yanıyordu. sınıf duman içindeydi. masanın dört bir tarafının tutuşmasına rağmen yavaş yavaş yanması tuhaf ve bizim için büyük bir şanstı. şokumu atlatır atlatmaz hemen yanmakta olan örtüyü çektim. yarım yamalak yanan kitapları(kuru kağıt topluluğu yarım yamalak yanar mı?) dışarı attım. köşeden tutuşan ahşap masayı kolayca söndürdüm. seda ve ben nefes almak için kendimizi dışarı attık. neyse ki ateşten çok duman vardı. ucuz kurtulduk diye düşünürken yangının, sobanın gaz sıkışmasından sonra patlaması nedeniyle çıktığını düşünüyordum.
ertesi gün olayı sakin kafayla değerlendirdim ve okula gittim. sinsice arif'i aradım. fakat o okula gelmemişti. ağabeyi vardı. arif'i getirmesi için o'nu gönderdim. ama gelmedi. arif bir çocuktu. bana kızmıştı. ama ben de bir çocuktum ve o'nu yiyecektim.
okulun açıldığı ilk gün arif'i bulacağım ve gene de yiyeceğim.

karne günü akşamı, dört bayan çorum'un bir barında kahkaha dolu bir gece geçirdik.
cumartesi sabahı ben mışıl mışıl uyurken beNHayattayken araba pazarında broadwey aradı. bir tane de buldu. fakat motoru 1.8 imiş, ona iyi araba demiişler, o da inanmış.

al sana araba, dedi.
olmaz bu, dedim.
tamam, dedi.