30 Tem 2007

can sıkıntısı

bu gün köydeki bir velimi aradım. telefondaki sesi tanımayınca, 'kimle görüşüyorum?' dedim. telefondaki kadın sesi de ' beninen görüşüyon' diye yanıt verdi.

'alçaklık ve ihanet kuramı: borges'
birgün gazetesi'nin kitap ekini okumak istedim. sade olmayan ağdalı bir dille karşılaştım. günlük bir gazete ekinin bu kadar ağdalı sol söylemine neden ihtiyaç duyduğuna anlam veremedim. sonsuzluğun sonsuzluğu gibi uzun cümleler, bir türlü gelmeyen yüklemler...
ben de okumaktan vaz geçtim. şu sıcak yaz günlerinde brad pitt'in maceralarını okumak daha keyifli geldi.

27 Tem 2007

bir mdr. yetkili öğretmenin yaz tatili

tatilimin ilk bir ayı bitti. çorum'dayım. okulumun resmen kapanması da benim istifa etmeme bağlı. ben ise istifamı(mdr. yetkililikten) vermek için mem'e gittim. ilgili memur tatil yapıyormuş. bu nedenle okulun mührünü teslim edemiyormuşum. memur da ayın 6'sında gelecekmiş. şimdi ben ne yapmalıyım? şu çorum'da tanıdığım bir ben kaldım. kaçayım da birazcık şu yorulan bedenimi dinlendirmek için bir tatil yapayım desem cebimde 22 ytl var, kötü fikir. hatay'a gitsem gene de cebimde 22 ytl var, gidemem. bir de 'gebermeyesice' işi var(!)onu da anlatmayayım şimdi.

işte 2007 tatilimin fotoğrafı.
sabah kalkıyorum. kendime üçü bir arada olandan kahve yapıyorum. biraz borsa'yı izliyorum. borsayla ilgili sevinçler, üzüntüler, beklentiler birbirini takip ediyor. arkasından mem'e gidiyorum. işlerimi takip ediyorum. akşam da şuraya buraya telefon açıp bol bol konuşma ihtiyacımı karşılıyorum.

yalnıııız; en kısa zamanda izin almadan kaçacağım.
lakin mdr. olduğumdan ek ders ücretini 300 ytl olarak 10 gün sonra alacağım, kaçtıktan sonra eylülde de aynı parayı alacağım, amaaannn...

15 Tem 2007

baskın oran bizim de sesimiz olsun

samandağ ile ilgili perihan mağden'in yazısını okudum bu sabah. lale mürdür ile bizim oraları gezmişler. o'nun deyimiyle tuhaf bir otelde kalmışlar. devletin tek bir yatırımının dahi olmadığına şahit olmuşlar. fakat bundan şikayetçi değilmişiz, yeter ki bize dokunmasınlarmış.

belki de doğru söylüyor; biz samandağ'ın arapları devletten korkuyoruz. bastırılmışız. kimliklerimiz o kadar aşağılanmış ki arap olduğumuzdan utanıyoruz. kendimizi sadece samandağ'da iyi hissediyoruz. bizim uzak komşularımızda bir tanesi hiç türkçe bilmediği halde türk olduğunu iddia ediyor. belki de hayatında hiç hatay dışına çıkmamıştır.

kendi seçtiğimiz milletvekileri de meclis'e girince arap olduklarını hemen unutuyorlar. otuz yıl önce samandağ neyse şimdi de öyle. ancak suudi arabistan'da çalışanların yaptıkları bir kaç yeni bina güzel ilçemize değişim hissini verebiliyor.

dünyanın ikinci uzun kumsalını bizden başka kimse bilmez. gurur da duyarız. tarihi yerlerimiz çoktur. fakat gene sadece biz görürüz. kendi fabrikamızı kendimiz kurarız, yolumuzu ödeneksizlikten kendimiz yaptırmaya çalışırız. memurlarımız da mecburi hizmetini tamamlar tamamlamaz kendini hemen samandağ'a atar. ankara'da olan şeyler bizi pek ilgilendirmez. belediye başkanlarımız hiç çalışmaz, paraları cebe indirir, kimse hesap sormaz.

bir sömürge bile olmayan, ekonomik sıkıntısını suudi arabistan'da hizmetçi gibi ve aşağılanarak gidermeye çalışan, ülkemiz olmasını istediğimiz türkiye'den hiç destek almayan ve ondan korkan bir yer bizim samandağ'ımız.
en solcu söylemlerde bile, şu zavallı samandağ'nın sıkıntıları yer almaz. ama olsun, biz ayrı bir ülkeyiz. samandağ ülkesi, sadece polislerimiz türk. yakında samandağlılar da polis olup evlerine dönecekler.