23 Nis 2006

bahar

bahar geldi.hemen gitmesinden korkuyoruz. birazcık hava bulutlansa 'hıı, o soğuk meymenetsiz ve uzun kış, geri geldi.' diye sayıklamaya başlıyoruz.
şu çorum'un dengesiz hâli bize de yansıdı. tek zevkimiz olan parkı elimizden alacak diye ödümüz kopuyor.
madımak, yemlik zamanı. onları yemekten çok toplamayı seviyorum. bu bahar daha vakit bulup da toplayamadım.
ara sokaklarda dolaşırken badem, erik, kayısı,kiraz ağaçlarının çiçeklerinin kokularıyla karşılaşıyorum ve bu bana mutluluk veriyor. ister istemez romantizm akıyor içime.
bunun üzerine ben de fotoğraf makineme film aldım. yıkılmak üzere olan binaları çekeceğim. şu an hızla, müstakil evlerin yerini lüks apartmanlar alıyor. sanki yeni yapılan binalar hep ordaymış gibi, eskileri hiç hatırlamıyorsunuz. kendi çapımda çorum'un bir yıl içinde değişen mimarisini kaydedeceğim.
çorum'a da böyle bi hizmetim olsun.

21 Nis 2006

yine gülser

görüşemediğimiz bu uzun sürede ben hep okula gidip geldim(!) 23 nisan bayramı hazırlıkları vardı ve çok yorucuydu.
bu arada çocukların fotoğraflarını çekmek istedim. gurur duyduğum fotoğraf makinemi aldım. I. sınıf çocuklar kuşlara yuva yapmışlardı. 'eserleriyle' birlikte resimlerini çekmek istedim. kuş yuvasını ve öğrencilerin yapay duruşlarını bir kareye sığdırdım. fakat makinem, bizi hayal kırıklığına uğrattı: zoom hiç hareket etmedi.
hepimizin kaşları çatıldı, panik olduk.
bunun üzerine gülser "yarın yaptırıp getirmezseniz, sizi öğretmenlikten reddederim!" demez mi? hem güldüm hem de şaşırdım.
meğer gülser, bu sözü annesine, babasına, dedesine kafası estikçe söylüyormuş.
...bana kalem almazsan seni babalıktan reddederim...
...beni götürmezsen dedelikten reddederim...

3 Nis 2006

şahin'in kâbusuyum

pazartesi sendromunu ben ve öğrencilerim birlikte yaşıyoruz. onlar annelerinden ayrılıyorlar. ben de yatağımdan ayrılıyorum.
(bu arada erhancığım ''benim ne güzel kalın kalın kitaplarım var değil mi?'' diyor.)

ders havasından uzaklaşmak ve uzaklaştırmak için sınıftan rüyalarını anlatmalarını istedim. ikinci sınıf şahin (kara gözlü, kara kaşlıdır kendisi) rüyasında okula bir maymun getirdiğimi görmüş. maymun kocamanmış. onu müdür odasına kilitlemişim. şahin bu maymundan çok korkuyormuş.

rüyasını anlatırken iki de bir başını yana çevirip hem gülüp hem de ''ne rüyaymış be!'' anlamında mimikler kullandı.'' eveet öğretmenim, maymun sizin odadaydı. kocaman tüyleri vardı...'' gibi ara cümleleri de vardı.
bu rüyayı nasıl yorumlayacağınızı tahmin ediyorum. haklılık payınız da var doğrusu.