14 Kas 2005

kötü gün

5 sınıf bir arada. hepsi gözüme bakıyor ve ben nerden başlayacağımı, bu gün kimleri harcamam gerektiğini bilemiyorum. bu sevgi dolu bir ifade değil.bir bocalama ifadesidir.eveet,önce ödevleri kontrol etmeliyim. hayat bilgisi ve fen teknoloji anlatmalı. birinci sınıflarla tekrar yapmalıyım. hiç bir sınıfı boş bırakmamalıyım...
ödevler yapılmamış, korkak bakıyorlar gözüme. ben ise ceza vermeliyim. oysa cezalar tükenmiş, daha sert bakıyorum.kendimin inanmadığı nasihat, nasihat ve onlar sadece korkmuş durumlar.
1. sınıfları azarlıyorum,arada bir sinirle kafalarına vuruyorum. bunu yaparken diğer sınıflar etkinliklerini bitirmiş kontrol etmemi bekliyorlar. çalışkan öğrenci ödevlendirsem de sürekli soru soruyor, ben ise konuyu bölüyor, o' na anlatıyorum; çok çalışkan ve zeki bir çocuk.
yapamıyorum diye 1. sınıf gülser ağlıyor. o'nu sakinleştiriyorum, zaman ise hızla geçiyor. yaptığım her şey eksikmiş gibi geliyor. konuları anlatırken lanet olası milli eğitim müdürlüğüne 3 yazı götürülmesi gerektiği geliyor, telaşlanıyorum...
hademe geliyor, yağmur altında kalan kömürleri ne yapmamız gerektiğini soruyor. kömürler çok ve ağır. çocuklara yaptırmak istemiyorum, velilerin hepsi pancar işinde. ve kömürler ıslanıyor...
öğle arası: çocuklara sınav sorularını hazırlıyorum, bilgisayarda gerekli tutanakları çiziktiriyorum, kek atıştırıyorum, işler yetişmiyor...
çocukların hepsine hikaye kitabı okuyorum,herkes rahat,keyif aldığı işi yapıyor.

0 yorum var: