7 Ara 2006

orhan pamuk


orhan pamuk'un nobel edebiyat ödülü için yaptığı konuşmayı ntv'den izledim.
hakiki olma ve taşralı olmama kaygısı ile ilgili söyledikleri o'nun bir türkiye'li olduğunun kanıtıydı. salondaki konuklara bakınca hepsinin orhan pamuk'a yabancı olduğunu farkettim. o istanbul'u dolayısıyla türkiye'yi anlatıyordu. tüm o yabancıların arasında, eğrisiyle-doğrusuyla türkiye'yi de orda görmekten büyük bir haz duydum.
ancak;(müfettişlerin öğretmenlerin teftiş raporunda, olumlu özelliklerden sonra seni vuracaklarının habercisi olan sözcük,)ödüllere inanmıyorum. bir prestij olanağı sunuyor.farkedilmeyi artırıyor.fakat belki de başka bir kitabın okunma olasılığını yok ediyor. ayrıca edebiyat otoritelerinin objektif olma sorunları var. tabiî ki onlardan öyle salakça bir şey beklemiyorum. her otoritenin bir yaşamışlığı, bir yönelimi ve yeteneği söz konusu. anlatmaya çalıştığım şey, eğer herkesin kabul ettiği bir doğru yoksa bu büyük ödüller niye?
edebiyat zaten orhan pamuk'u kazanmıştı. kimsenin belgelemesine gerek yok ki.
yaşar kemal ve nobel'i bir teraziye koysam yaşar kemal ağır gelir di mi? çünkü o'nu seviyorum ben. bana ne diğerlerinden.
gene de orhan pamuk hayatı boyunca, hiç para kaygısı gütmeden, keyfince bir çok roman yazacak. sevinmemiz için bu bile yeter.
darısı tüm yazarların başına!

0 yorum var: