14 Şub 2009

sevgililer günü

evden çıktım. öncül'ün bana aldığı şirin elbisemi giydim. saçlarımı iyice kabarttım ve kulağıma mp3'ümü takarak yolda zıplaya zıplaya yürümeye başladım.
elinde kocaman bir gül demetiyle yürüyen yakışıklı bir genç adam, ters tarafa doğru yürüyordu. bir an göz göze geldik. gözlerimle 'çok iyi yapıyorsun koçum, işte bu, sıradan hayatımızı renklendirmek için oynadığımız bu oyuna katılman çok hoşuma gitti.' dedim ve gülümsedim. o da bana hoşça gülümsedi...

derin bir nefes almalıyım...

okan bayülgen, bu güzel günde insanların tüketim çılgınlığı yaşadığından, erkeklerin bu günü atlatmak için çektiklerinden, bayanların bu günü çok önemsediğinden falan bahsetti.

iyi de ne yapalım yani, yıl boyunca kitap mı okuyalım, fotoğtaf mı çekelim ya da bale mi yapalım? hayat yeterince sıkıcı. paralarımızı depresyondan kurtulmak için yapabileceğimiz en bildik yol olan alışverişe harcasak çok mu banal oluruz?
yola çıktığımızda ellerinde gül, birbirlerine kocaman gözlerle bakan, binlerce çift görsek güzel
olmaz mıydı?
bence bu sevgililer günü tatil ilan edilmeli...
hayatı tüketiyoruz, tüketirken de eğlensek ne olur yani...

1 yorum var:

Acemi Balık dedi ki...

sevdiğinin özel olduğunu hissetirmek için tatil ilan etmeye ne gerek var canım.Önemli olan aşkı her an yaşayabilmektir.O da biz de yok...