18 Kas 2005

yeni etkinlik

bir kitap okuyorum söylemesi ayıp, ev arkadaşım olan kişiden aldım.marques'in "Yazmak İçin Yaşamak" hayatı hep yazar olmaya odaklanarak geçmiş ve daha küçük yaşlarda ne istediğini bilmiş. nasıl bir şeydir! hem ne istediğini bileceksin hem de bu uğurda tüm eziyeti çekeceksin başarısız olma ihtimalini de hiç düşünmeyeceksin.
32 yaşındayım, ömrümün yarısını avare olarak yaşadım, işim hep köy okullarında geçti. artı olarak da televizyon karşısında. başkalarının inanilmaz hayatlarını izleyerek, hayal ederek başkalarını. dönemlik olarak yapmak istediğim şeyler oldu. fakat o azim ve güdülenmişlik en fazla bir yıl sürebildi.
amaaan! her şey fani. kimse bu fani dünyada kahraman değil ki. di mi?
şimdi de bana mutluluk veren durumları düşünüyorum da gülüyorum, ha ha ha. bu inançsızlık beni öldüreceeeek. bir de tembelim...
niye bunları yazıyorum ben, çünkü çok küçük olan bu dünyamdan çook sıkıldım. beni heyecanlandıran bir şey katmalıyım.
bir doktor olsa ve bana güdü erek aşısı yapsa da şu kısacık hayatımı rastgele yaşamaktan kurtulssam.
bu gün öğrencilerime 'robotlar' filmini seyrettirdim.onlarla ben de seyrettim. ben çok sevdim filmi. çocuklar ise şu şekilde izledi:
5. sınıftan akıllı bir öğrenci filmdeki esprilere gülüyor, arkasından diğer öğrencilerin gülmesi takip ediyor. film boyunca, bu sit com dizileri gibi, sıra ile nerde güleceklerini bilemeyen 20 kişi akıllı öğrencinin gülmesini takip etti.
filmde klasik roller vardı. çok kötü robot olan........ ve çok kötü olan annesi. katışıksız iyi olan ise radni. ağzından kötülük akan kötü robot (adını hatırlayamıyorum, çünkü unutkanlık var bande.)
kötü olan annesinin fişfişlemesi ile eski model tüm robotları ıskartaya çıkarmaya çalışıyor. yoksul fakat katışıksız iyi olan radni büyük kötü güce karşı çıkıyor, diğer eski model robotları etrafında birleştirmeyi başarıyor. bu arada filmin neşesi olan şaklabanı' (adını unuttum, çok sevmeme rağmen) robot hareketleri beni çok eylendirdi. robotların dümyasına özendim ilk kez bu film sayesinde.

0 yorum var: