25 Eki 2007

değerlendirme

önce komuyu anlattım.
çoğunun anladığına kanaat getirince, ufak bir değerlendirme yapayım dedim ki böylece başarımın keyfini çıkartabilecektim. soruları hazırladım ve sınıfa sundum. kimsenin birbirine bakmaması için elimden geleni yaptım.

sonuç vahimdi: 34 kağıttan beşi dışında hepsi ciddi yanlışlarla doluydu.

peki şimdi ben nasılım? derin bir boşluk hissiyle dolanıyorum ...

ilkokulda öğretmenimi hiç sevmezdim. bir de müdürümüz vardı ki, o'ndan ödümüz patlardı. bazen matematik dersine girerdi bu. o'nu görür görmez hepimizin gözleri fal taşı gibi açılırdı. korku filmleri, hislerimiz yanında hiç kalırdı. en çok da parmağına taktığı yüzükten korkardık. kırmızı taşı vardı bu yüzüğün: her an onu kafanda hissedebilirdin. ben o yüzüğün tadına hiç bakamadım ama yaşayabileceğim acıyı öyle bir hayal ederdim ki dersin çoğunu anlayamazdım.

ilkokuldan mezun olunca okumak istemedim. okul benim için stresten ve korkudan ibaretti. fakat ailem zorla gönderdi. matematiği de lisede sevdim. doğru düzgün dört işlemi bilmeden integral, geometri sorularını çözmeye başladım...

şimdi öğrencilerime ulaşmakta zorlanıyorum.

onları korkutuyor muyum acaba? bazen çok bağırıyorum onlara çünkü. özellikle 'ödevimi yaptım da evde kaldı' dedikleri zaman...

0 yorum var: